Sabahın bir körü çalan alarmlarla uyanıyoruz hemen hepimiz. Yaz geldiğinden beri gün çoktan doğmuş oluyor, ama kışın bildiğin zifiri karanlıkta açıyoruz gözlerimizi. Eskiden olduğu gibi değil artık tabi bizi uyandıran alarmlar. Dışbükey camının içerisinde kafası aşağı yukarı oynayan tavukların olduğu kurmalı saatlerimiz, zamanla yerini gece karanlığında bile gösteren dijital saatlere ve hatırı sayılır bir süredir... Continue Reading →
Türkçe Altyazılı…
Daha herkes uyurken açtı gözlerini yatağında. Uyku ağırdı ama kalkması gerekiyordu. Ağır ağır doğruldu yatağından. Oda soğuktu, dışarısı çok daha soğuk... Ellerini ovuşturdu bacaklarının arasında, sonra dudaklarına götürdü avuçlarını ısıtmak için, nefesiyle... Dışarıda hava daha aydınlanmamıştı. Zorda olsa kalktı, radyoyu açtı. Saçma sapan bir sabah programı vardı radyoda. Buzdolabına doğru yürüdü. Yumurtaların olduğu kutuyu çıkardı.... Continue Reading →