Şimdi aynı masada aynı mezelere kaşık sallayan iki sarhoş gibiyiz! Ne sen beni duyuyorsun, ne ben seni dinliyorum. Senin dilinde memleket meselesi, bende o şarkının meşhur nakaratı... Böyle olacağı belliydi. İkinci şişeyi söylemeyecektik. Tadında bırakacaktık. İnsan sonunu bildiği şeylerin anlık zevklerine nasıl da bu kadar kolay kaptırıyor kendini. Nasıl gidiyor peşinden onların. Şu yılların bize... Continue Reading →