Huzursuzluk ve umutsuzlukla çepeçevre sarıldığımız şu son günlerde, biz bulutların dağılmasını umarken yıldırım düşmesiyle sarsıldık. Yıldırımın düştüğü yerde yanıp kavrulanlar aramızdan ayrılırken, bizler güneşi uzun süre daha göremeyeceğimizi anlayıp şimdi saçma sapan bir yağmurun altında sırılsıklam ağlıyoruz... Isınır mıyız artık diye beklerken, büsbütün ayazda kaldık! Bir süredir üşümeyelim diye üstümüze aldığımız battaniyelerle de enkaz altından... Continue Reading →