Bedelsiz Saadet!

Hayatta istediğimiz şeylerin karşılığında bir şeyler vermemiz veya bir şeylerden vazgeçmemiz gerektiğini, hayatımıza para kavramı girmeden çok önce, daha küçük bir çocukken çikolata yiyebilmek için yemeğimizi bitirmemiz gerektiği bize öğretildiği zamanlarda fark ettik. Oysa çikolata tok karnına aynı tadı vermiyordu! Hepimiz kendi yaşadığımız şartlar dahilinde hep bir şeyler istedik ve hepsi için bir şeylerden ya... Continue Reading →

Bölündük ey halkım, unutma bizi!

İnsanın fiziksel özelliklerine baktığımızda, daha en başından ikiye bölünerek başlıyoruz: Kadın ve erkek... Ancak bu türün devamlılığı için gerekli bir ayrışma. En nihayetinde hepimiz Homo Sapiens olarak tanımlanmış türün devamı değil miyiz? Fiziksel olarak dünya üzerindeki belki de en savunmasız canlı türü! Tek başına doğurmayı bile artık beceremeyen, yavrusuna aylarca hatta yıllarca bakmasa o yavrunun... Continue Reading →

Referandum, Duma Duma Dum…

Referandum yani Türkçesi ile Halk Oylaması "herhangi bir siyasal ya da toplumsal sorunla ilgili olarak halkın olumlu ya da olumsuz tutumunu belirlemek üzere başvurulan genel oylama" olarak tanımlanıyor. Yani halkın sandıkta oy vererek kendisini temsil için meclise gönderdikleri vekillerin, kendi yetkilerini aştıklarını düşündükleri kararları hazırlayıp nihayeti ile ilgili kararı halka bıraktıkları yasa değişikliklerinin halk tarafından... Continue Reading →

Kendini bilme, haddini bil!

"Okuma oğlum! Herkes okursa zaten olur mu? Bu memleketin senin gibi okumayan hizmetçiye, çöpçüye de ihtiyacı var..." Rahmetli babamın, hemen hemen her kötü not aldığım sınav sonrasında veya yine tüm hocaların benim adımın altını çizerek dert yandığı bir veli toplantısı sonrasında, bir çok kez söylediği bu cümle, bende "eğer okuyamazsam gerçekten beni zor bir hayat bekliyor"... Continue Reading →

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Yukarı ↑