Aynanın karşısında kırmızı kravatının düğümünü bir kez daha kontrol etti. Sonra ceketini giydi ve yüzünü aynaya yaklaştırarak dikkatle baktı gözlerine. Sol gözünün altına düşen kirpiği diliyle ıslattığı parmağıyla aldı, saçına bir el attı ve aynadan bir adım uzaklaşarak omuzlarını silkerek son kez süzdü kendini ayanda ki yansımasında... Hazırdı. Omuzuna astığı deri çantasının içini son bir... Continue Reading →
Yokuşun Başında…
Sağa baktı, sola baktı. Yol yoktu. Ellerini dizlerine dayayarak öne eğildi. Kamburu çıkık bi halde boynunu çevirerek ardına baktı. Geri dönemezdi. Derin bir nefes çekerek yine elleri dizlerinde kafasını yukarı kaldırarak yokuşa baktı. Tam yokuşu yokuş yapacak olan noktada, saatlerdir geldiği düzlüğün sonundaydı. Yorgundu. Nefesi ne kadar düzene giriyor olsa da gücünü toplayıp o yokuşu... Continue Reading →