Kırık Dökük

Şimdi aynı masada aynı mezelere kaşık sallayan iki sarhoş gibiyiz! Ne sen beni duyuyorsun, ne ben seni dinliyorum. Senin dilinde memleket meselesi, bende o şarkının meşhur nakaratı…

Böyle olacağı belliydi. İkinci şişeyi söylemeyecektik. Tadında bırakacaktık. İnsan sonunu bildiği şeylerin anlık zevklerine nasıl da bu kadar kolay kaptırıyor kendini. Nasıl gidiyor peşinden onların.

Şu yılların bize yaptığına bak! Asla dinlemem sandığımız şarkıları ezbere söyler olduk. Yarınlara sığdıramazken yapacaklarımızı, hepsini dünlerde bıraktık.

Erkenden yatırırlardı bizi çocukken ama zaman bugünkünden daha çoktu. Bak şimdi gece yarılarında uykusuz kaldık. O güzel uykular masallarda kaldı, bizse sonu belirsiz, nerede biteceği belli olmayan, sıkıcı ve anlamsız bir filmin figüranıyız artık.

Birbirimizi suçluyoruz şimdi. Küfür etmesek de, kadeh tokuştursak da birbirimize öfkeliyiz aslında. Kendimize hak veriyoruz sadece, her yaşını almış insan gibi. En iyisini biz biliyoruz…

Bence bir daha görüşmeyelim. Görüşeceksek de, içmeyelim en azından. Sen içince sapıtıyorsun! Saçma sapan şeyler söylemeye başlıyorsun. Benim de ruhumu sıkıyorsun. Sen gelmeden önce ben nasıl mutluydum, umutluydum bilmiyorsun.

Denizi olmayan şehrin kıyısındaydık oysa. Uzakları yakın zannediyor, yakınları görmüyorduk. Sen mesela… Tutturmuştun bir kere sırtına pelerin takıp uçacağım ben diye. Tutmasalar atlayacaktın. Herkes deli olduğunu düşünüyordu. Bense bir daha ne zaman deneyeceğini bekledim yıllarca. O gün bıraktın pelerini, bir daha uçmaya kalkmadın. O gün bugündür hayattasın.

Sınıfın ortasında bağıra çağıra şarkı söylediğin zamanları da hatırlıyorum. Sınıfın düzenini bozuyordun sürekli. Ne güzel günlerdi. Öğretmenler hep şikayetçiydi ama biz mutluyduk.

Bak şimdi başkaları söylüyor şarkılarımızı, çok uzaklarda sahneleniyor yazacaklarımız. Geç kaldık her şeye senin yüzünden. Şimdi gelmiş beni suçluyorsun utanmadan!

Oyunu sen bozdun. Bilmiyormuş gibi bakma yüzüme. Tüm dünyayı almaya hazırım diyordun karşına, ne oldu? Bak şimdi bırak dünyayı, bir şehri bile arkanda bırakamıyorsun. Alışkanlıklarının kölesi olmuşsun, dönüp dolaşıp aynı yere geliyorsun.

Bence hesabı isteyelim artık. Tüm geçmişi temize çekip, ne kadar borcumuz varsa hayata bu akşam ödeyelim. Sonra sen yoluna, ben yoluma…

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Yukarı ↑

%d blogcu bunu beğendi: