Dönsün dünya…

İlkokula daha yeni başladığım zamanlarda sanırım, babama sorduğumu hatırlıyorum “Dünya neden dönüyor?” diye ve canımın içi babamın, onun her şeyi bildiğine olan inancımı sarsmamak için hiç duraksamadan “Durursa düşer çünkü” deyişini hatırladığım gibi…

Nereden aklıma geldi ya da neden esinlenerek böyle bir soru sorduğumu hatırlamıyorum ama ülkede ve dünyada her yeni gelen kötü haber, bir önceki kötü haberi önemsizleştirip unutturduğu gibi çılgınca bir hızla geçerken zaman, babamın söylediği cümlede saklı sanki yaşananların cevabı!

Çılgın bir koşturmacanın içerisinde, bir an bile durup nefeslenmeye fırsat bulamadan, bu dönen dünyada koşturup duruyoruz. Herkesin kendince bir yaşam gayesi var, dönem dönem önem sırası değişen. Okuldayken “bu dersten kalırsam hayatım kayar” diyerek verilen sınavların sonucunu unuttuğumuz, “bu kız beni sevmezse ölürüm” dediğimiz ama Facebook olmasa yüzünü bile hatırlamadığımız ve “babam duyarsa beni öldürür” deyip, seneler sonra babamızla gülümseyerek andığımız anılar gibi, hepsi bir dönemin olmazsa olmazları sandığımız ama yıllar sonra o kadar da önemli olmadığını anladığımız anlarla dolu hayatımızı, sürekli yenilenen bir iştahla tüketiyoruz.

Ne zaman ki bir duvara çarpıyor, ellerimizle canımızın yandığı yeri tutup gözlerimizden yaş geliyor, o an duruyoruz sadece. O zaman sorguluyoruz anlamını belki. Ama onun da cevabını bulmadan, yeni soruların (ya da sorunların) arkasından yine koşmaya devam ediyoruz.

Belki biraz yaş aldıkça kesiliyor ya soluğumuz, ondan olsa gerek biraz yavaşlıyoruz. Daha yavaş koşmaya, daha fazla sorgulamaya başlıyoruz. Bu da genelde yaptığımız ibadetlerin artmasına ya da içki sofralarının daha fazla kurulmasıyla şekillenir oluyor meşrebine göre. Bir şekilde anlamlandırmak istiyoruz işte, ama yine de koşmasak bile koşar adım yürümeye devam ediyoruz.

Yaşım yarım yüzyıla yaklaşırken, koşturmacanın ortasında bir iş seyahatinde yine bir otel odasında soluklanırken işte, belki üst üste geldiğini sorunların düşünürken yine, aklım geldi yıllar yıllar önce küçük bir çocukken babama sorduğum o soru. Bugün babam hayatta olsa ve yine sorsam “Neden koşuyoruz, bir yere varamayacağımızı bile bile?” diye… Muhtemelen bana şöyle cevap verirdi, yine hiç duraksamadan:

“Durursan düşersin çünkü…”

Yorum bırakın

WordPress.com'da ücretsiz bir web sitesi ya da blog oluşturun.

Yukarı ↑