Gidene mi, gelene mi?

Geride bıraktığın mı, ileride seni bekleyen mi?

Güneşin gezegenimiz etrafında ki her tam bir dönüşünün kutlu olduğu gün, yılbaşı… İnsan icadı takvimi nedense Kışın ortasından başlatmışlar. Oysa pekala ki 1 Ağustos yılbaşı olabilirdi. Her yıl 31 Temmuz akşamı yılbaşını kutlayabilirdik. Kuvvetle muhtemel Noel Baba güneş gözlüklü, havai desenli gömleği olan top sakallı bir amca olurdu. Çam ağacının yerine palmiye ağacı süslerdik. Sıcak şarabın yerine buz gibi birayı tercih edecekler olacaktır ama tercihi rakıdan yana olan yine rakı içecektir kanaatindeyim. Sonuçta amaç güneşin dünyamız merkezli tavafının tamamlanması ise, başladığı tarih insana mahsus bir öngörü…

Fakat konumuz o değil! Bu yılbaşı ya da yıl sonu her neyse, tam o nokta da hangi duygunun bizde derin bastığı! Geride kalan yıla (yıllara) mı takılırsın daha çok, yoksa yeni yılın (yılların) neler getireceğine mi odaklanırsın?

Lütfen bana dengeli bir portföyle gelmeyin! “Ben hem hüzünlenir hem neşelenirim” gibi yani. O günkü ruh halimize göre birinin diğerine ağır bastığı bir gerçek.

Sizi bilmem ama benim bu konuda söyleyeceklerim var…

Ben yılbaşını biraz kitle halinde kutlanan doğum gününe benzetiyorum. Herkesin yaş aldığını takvim yılına kayıt ettiği, başlarda coşku ve mutlulukla kutlanırken gittikçe hüzünlü bir hale gelen doğum günlerimizin, yetmiyormuş gibi birde kitle halinde “yaş”landığımızın kutlandığı bir etkinliktir yılbaşı gecesi…

Duruma benim dediğim açıdan bakacak olursanız, her yıl aynı mevsimde kutlanması, mutlak bir hediye beklentisi ve daha büyüdüğünün (yaşlandığının) tebrik edilmesi dışında tek farkı hemen hemen tüm dünyanın birlikte kutlaması ve belki birde Noel Baba…

Öyleyse doğum günleri gibidir yılbaşı… Belki bir mum üfletmezler sana ama dilek tutarsın… Günün yıldızı sen olmasan da iyi kötü bir hediye beklersin…

Her iki gün de, içerisinde koca bir hüzün barındıran sevinçle kaplı bir törendir. Sen ise bunu büyüdükçe (yaşlandıkça) fark edersin.

Gelelim yazımın başında sorduğum o “ucu açık” soruya: Geride bıraktığın mı, ileride seni bekleyen mi?

Sana bir ipucu vereyim…

Hangisi daha fazlaysa o!