Dün akşam,
O senin yüzünü bir daha görmek istemediğin adama gittim.
Öylece baktı yüzüme, anlamsız bir ifadeyle…
Tam o an da yapıştırdım yüzüne yumruğumu.
Sonra arkama bakmadan koşarken oradan, sanırım burnu kanıyordu…
Bir önceki gün,
Hani var ya şu senin üst komşu. Dayandım kapısına. Karısı açtı kapıyı.
Dedim “Derdiniz ne sizin?”
Anlamaya çalışırken olup biteni kadın, elimin tersiyle yapıştırdım yüzüne tokadı.
Yere yığıldı kadın, bir de yüzüne tükürdüm oradan ayrılmadan önce.
Sonra sokağın başında ki taksi durağına gittim.
İçeride çay ve oralet içen 3 şoför…
Durağın önünde bekleyen üç sarı taksi. Çıkardım cebimden çakıyı, hepsinin lastiklerini yardım.
Ben gidene kadar, farkına bile varmadılar…
Ev sahibini aradım sonra. Adam tanımadı beni. Adını söyleyince hatırladı.
Hayatımda etmediğim küfrü ettim yüzüne, öyle böyle değil…
En sonunda evinin kapısına dayandım. Baban açtı kapıyı.
“Yine mi sen” dedi. Ve gerisi öncekinin aynısı…
Bir sen yoksun ya, çekip gittin gideli bu diyardan,
Sana söyleyemediğim, sana hesabını soramadığın ne kadar şey varsa,
Sataşacak adam ararım, gözlerim yaşlı…
Bir Cevap Yazın