Unutulan

Yaşadığın anda farkına vardığın çok az güzellik vardır bana sorarsan. Çoğu, zaman geçtikçe değerlenir. Çünkü zaman geri döndürülemez ve güzel olan bir çok “An”ın değeri ancak “Anı” olduğunda fark edilir. “Ne kadar güzel” cümlesinden çok “Ne kadar güzeldi” ya da “ne kadar güzelmiş” der insan. Bazen gülümseyerek, bazense hüzünlenerek.

Anılarda farklıdır. Bazı anılar zaman geçtikçe değerlenir ve daha sık anılırken, bazı anılar zaman geçtikçe unutulur. Ancak bir arkadaş ya da eski bir dosta rastlandığında hatırlanır. Daha doğrusu hatırlanmaya çalışılır. Zaman acımasızdır, beyin ise karmaşık.

Öyle anlar yaşadım, ömrüm boyunca unutmam dediğim; şimdi hatırlamakta zorlandığım. Tıpkı aşık olduğum kadınlar gibi “asla başkasını sevemem” deyip, bugün gülümseyerek anımsadığım.

Ama bu insanın kendiyle alakalı bir durum ya da bir duygu. Hatırladığın ve andığın şeyler seninle ne kadar varsa ve hangi duyguları yaşatıyorsa, unuttuğun şeylerden o kadar bir habersin. Dolayısıyla unuttukların sana dokunmaz, seni incitmez. Canını yakan da, seni gülümseten de sadece hatırladıklarındır.

Asıl sorun olan, unutmayacağını umdukların!

Lise de kopya verdiğin arkadaşının bunu asla unutmayacağını sanırsın. Seneler geçer aradan ve karşılaşıp eski anıları yad ettiğinizde bunu hatırlamadığını görür, şaşırırsın.

Okul yıllarında gizli gizli aşık olduğun ama bir türlü duygularını açmaya cesaret edemediğin arkadaşını, bir gün tüm cesaretini toplayıp dudağından öpmüş olduğun o an senin dün gibi aklındayken, yıllar sonra bir gün sosyal medya ortamında yeniden başlayan arkadaşlığınızın sizi getirdiği sohbet ortamında yarı utangaç bu anını hatırlatmak istediğinde, hatırlamadığını görünce kalbin kırılır.

En zor anında cebindeki son parayı verdiğin arkadaşınla yolda karşılaştığında, seni görmezden gelip yoluna devam ettiğini fark edince canın sıkılır. Ya da kardeşin saydığın arkadaşına tüm zamanında tüm sırlarını açmana rağmen bugün kendisinin sana hiç bir şey anlatmadığını gördüğünde…

Bunun gibi bir çok anın vardır, sen de değerli olan; diğerlerinde unutulan… Zor olan budur aslında. Asla unutmam dediklerin değil, asla unutmaz dediklerindir seni yaralayan.

Kafan bugün bu kadar doluyken, bugün sen hala değerli sandığın o anıları saklarken beyninin bir yerinde, buna sebep olan ya da ortak olanların hatırlamıyor oluşudur hayal kırıklığın.

Bu duyguları yaşadıkça, bu duygularla yaşlandıkça, yaşadığını düşündüğün en değerli anların bile zamanla unutulabileceğini düşünmek yalnızlaştırır insanı. Yaş aldıkça daha gündelik yaşaması bundandır insanın. Anı biriktirmenin bir anlamı kalmaz paylaşamadığını gördükçe.

Bir önceki gecenin senin için asla unutulmaz olması, onun için zamanla sıradanlaşıp unutulmayacağı anlamına gelmiyordur artık, bunu biliyorsundur. Bunun için çaresizce bulduğun tek çözüm yolu belki de, o anı olabildiğince çok yaşamaktır.

Unutmamak için değildir çünkü çaban, unutulan olmamak içindir…

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com'da ücretsiz bir web sitesi ya da blog oluşturun.

Yukarı ↑

%d blogcu bunu beğendi: